İçeriğe geç

TÜTED Yazılım Sektörü Yetkinlik Komitesi Raporu (Mayıs 2011)

    Yetkinlik Komitesi Üyeleri

    Başkan                                     

    M. Rüştü Arseven (TESAN & TÜTED)

    Üyeler                   

    Oğuz Özcan (Aktif Telekom)

    Hande Bayrak (Avea)

    Bener Şişko (Elkotek)

    Sinan İkeda (Karel)

    C. Bülent Büyükaycan (Phonoclik)

    Özgür Oktay (Sampaş)

    Serdar Toros (Servisnet)

    Turgay Memiş (Servisnet)

    Kasım Özümit (Tesaş)

    Mehmet Beyaz (TTG)

    Verda Emiroğlu (Turkcell Teknoloji)

    Azizcan Yücetürk (Vodafone Teknoloji)

    Yazılım Sektörü Yetkinlik Komitesi Raporu Konuları

    Türkiye’de Yazılım Pazarının Mevcut Durumu

    Türkiye’de Üniversite – Sanayi işbirliği yeterince yerine getirilememektedir.

    Teknokent’lerin mevcut uygulamalarında ciddi sorunlar yaşanmaktadır.

    5809 sayılı kanun ile sektöre ilişkin araştırma, geliştirme ve eğitim faaliyetlerini teknik ve maddi destek de dâhil olmak üzere teşvik etmek amacıyla oluşturulan kaynak henüz kullanıma açılmamıştır.

    5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve ilgili yönetmeliklerin uygulanması konusunda Maliye Bakanlığı ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı arasında yorum farklılıkları bulunmaktadır.

    5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile sağlanan teşvikler uyumlu değildir.

    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun 05.02.2009 tarih ve 2008/DK-08/621 sayılı kararı ile yazılım dışındaki ürünlere tanınan mali mükellefiyet istisnası, elektronik haberleşme şebekeleri vasıtasıyla teslim edilecek yazılım/uygulamalara tanınmamakta, bu durum sektörün büyümesi önünde önemli bir engel teşkil etmektedir.

    TÜBİTAK Ar-Ge teşvikleri uygulamaları yeniden yapılandırılmalıdır.

    Yazılım Sektöründeki Önemli İhtiyaç ve Sorunların Tanımlanması

    Sorun: Türkiye’de üniversite sanayi işbirliği yeterince yerine getirilememektedir.

    Türkiye’de üniversite sanayi işbirliği yeterince yerine getirilememektedir. Ortak proje sayısı çok az olup, üniversitenin bilgi birikimi ve Ar-Ge yeteneği yeterince kullanılmamaktadır. Bu işbirliğinin geliştirilmesi için yeni mekanizmalar oluşturulması gerekmektedir. Aşağıda bazı çözüm önerileri sunulmuştur.

    Çözüm Önerileri

    1. Ortak Ar-Ge projelerinde görev alan üniversite, sanayi ve kamu çalışanlarına çalışma esnekliği sağlanması, birbirleri arasında geçişlerin kolaylaştırılması.
    2. Üniversitelerin döner sermaye yönetmeliklerinin ortak proje yürüten üniversite çalışanları lehine yeniden düzenlenmesi.
    3. Üniversite çalışanlarını, sanayi ile ortak proje geliştirmek için teşvik etmek üzere promosyon sistemlerinin oluşturulması.
    4. Sistemin iki yönlü çalışması, sanayide çalışan uzman personelin üniversiteye katkıda bulunmasının da sağlanması, gerektiğinde sözleşmeli personel olarak görev yapabilmesi.
    5. Önemli endüstriyel teknolojilerin üniversite-sanayi işbirliği ile geliştirilmesi için stratejik planların oluşturulması.
    6. Üniversite ile sanayi temsilcilerini uzmanlaştıkları konular bazında buluşturacak ve tarama yapılabilecek portallerin oluşturulması. TÜBİTAK tarafından geliştirilen Araştırmacı Bilgi Sistemi (ARBİS) ve Ulusal Araştırma Alt Yapısı Bilgi Sistemi (TARABİS) araştırma veritabanlarının daha fazla yaygınlaştırılması ve işlerlik kazandırılması.
    7. Her üniversitede (veya ilde veya bölgede) bir “Üniversite-Sanayi İşbirliği Merkezi”nin oluşturulması.
    8. İnovasyonun artırılması için yeni işbirliği ve ekosistem modellerinin tanımlanması.
    9. Fikri Mülkiyet Hakları (IPR) konusunda üniversite ve sanayiyi bilgilendirmek üzere rehberler ve eğitim araçlarının oluşturulması, IPR bilincinin yaygınlaştırılması.
    10. Ar-Ge’yi destekleyici vergi düzenlemeleri ve istisnalara esneklik getirilmesi, üniversite çalışanlarının da bu kapsama dâhil edilmesi.
    11. Açık inovasyon modelinin üniversite ve sanayide yaygınlaştırılması.
    12. Ar-Ge ve inovasyonu teşvik edici ödül mekanizmalarının geliştirilmesi.
    13. Ortak Ar-Ge projelerinin sonuçlarını ve çıktılarını ölçmek ve değerlendirmek üzere araç ve metriklerin geliştirilmesi ve uygulamaya alınması.
    14. The National Science Foundation (NSF)’in Industry/University Cooperative Research Centers (I/UCRC)-Sanayi/Üniversite İşbirliği Araştırma Merkezleri programının incelenmesi, Türkiye’de model olarak kullanılabilirliğinin değerlendirilmesi.

    İlgili Kurumlar

    Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

    Maliye Bakanlığı

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

    TÜBİTAK

    Rektörlükler

    Türk Patent Enstitüsü

    Sorun: Teknokent’lerin mevcut uygulamalarında ciddi sorunlar yaşanmaktadır.

    Teknokent’lerle ilgili en büyük sorunlardan biri lokasyon ve ofis alanı sıkıntısıdır.

    1. Uzak lokasyonlu yerler için ofis alanı problemi daha azdır.
    2. Ancak start-up niteliğindeki şirketlerin şehirden çok uzak lokasyonlarda çalışmaya başlayarak büyüyebilmeleri neredeyse imkansızdır.
    3. Şehrin içindeki Teknokent yerleşimlerinde ise talebi karşılayacak yeterli ofis alanı yoktur.
    4. Şehir içinde bir Teknokent’te yer bulunması durumunda da, fiziksel büyüme ihtiyacında zorluklar yaşanmaktadır.

    Teknokent’ler kuruluş amacına hizmet etmemektedir. Teknokent alanları üniversitelere yeni bir gelir kaynağı yaratan alanlar gibi ele alınmakta, bu düşünceyle işletilmektedir.

    Değerlendirme kriterleri ve değerlendirme sonucu yerleşim seçeneklerine yönelik uygulamalarda eşitsizlikler vardır.

    Teknokent’lerin ihtiyacı olan gerçek yerinde denetimler yapılmamaktadır.

    Teknokent firmalarına yönelik hizmetlerin çeşitlendirilmesi/artırılması gerekmektedir.

    Üniversite ilişkileri neredeyse yok denecek kadar azdır.

    Çözüm Önerileri

    1.       Ar-Ge yapan firmaların çalışan sayısı ne olursa olsun, değerlendirme kriterleri sonrasında Ar-Ge yapan firma kategorisine kabul edilmesi durumunda, kendisine Teknokent’te ofis alanı önerilene kadar ve/veya geçici süre ile kendi lokasyonunda -Teknokent’te sunulan tüm avantajlardan yaralanarak- Ar-Ge yapabilmelidir.

    • Uzak lokasyonlu yerler için küçük firmalara farklı avantaj paketleri sunulabilir.
    • Teknokent’lerde olmanın devlet teşvik/vergi avantajı dışında da bazı avantajları ve imkanları birlikte getirmesi gerekmektedir.
      • Örneğin, muhasebe, insan kaynakları konularında Teknokent hizmet sunabilir. İlk 12 ay bu tür hizmetler bedava olarak sunulabilir, belli bir cironun üzerindeki firmalar bu hizmetler için bedel öderler, diğer firmalar bu hizmetlerden indirimli yararlanırlar. Bir Patent Ofisi Temsilcisi olabilir ve Teknokent firmalarına bu yönde destek verilebilir.
    • Üniversite imkanlarından daha fazla yaralanılması sağlanabilir.

    İlgili Kurumlar

    Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

    Maliye Bakanlığı

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

    TÜBİTAK

    Rektörlükler

    Sorun: 5809 sayılı Kanun ile sektöre ilişkin araştırma, geliştirme ve eğitim faaliyetlerini teknik ve maddi destek de dâhil olmak üzere teşvik etmek amacıyla oluşturulan kaynak henüz kullanıma açılmamıştır.

    Söz konusu kaynağın rekabetin yoğun yaşandığı elektronik haberleşme sektöründe faaliyet gösteren firmaların yeni ürün ve sistemlerin geliştirilmesi için ekosistemleriyle yürüttükleri Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının desteklenmesi amacıyla ivedilikle kullandırılması önem arz etmektedir. Kaynağın kullandırılması için ikincil düzenlemeler ile ilgili çalışmaların neticelendirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda Ulaştırma Bakanlığı tarafından “Elektronik Haberleşme Sektöründe Araştırma, Geliştirme Projelerinin Teşvik ve Desteklenmesine İlişkin Yönetmelik Taslağı” hazırlanarak ilgili kurum ve kuruluşların görüşüne sunulmuştur.

    Çözüm Önerileri

    Ar-Ge için ayrılan kaynağın sektörün gelişimine sağlayacağı katkının en üst seviyede olabilmesi için aşağıdaki hususların dikkate alınmasının fayda sağlayacağı düşünülmektedir:

    1. Kaynağın sektörün kullanımına açılması için ikinci düzenlemelerin ivedilikle tamamlanması önem arz etmektedir.
    2. Kaynak ile ürün ve sistem geliştirmenin yanı sıra inovasyon ve girişimciliğin de desteklenmesi sektörün ekosistemi ile birlikte gelişimine katkı sağlayacaktır.
    3. İkincil düzenlemeler ile özellikle sektördeki büyük firmaların, hem sektörün hem de ülkemizin rekabetçiliğini artırmak üzere üniversiteler, girişimciler ve KOBİ’lerle birlikte araştırma ve geliştirme yapmasının teşvik edilmesinin elzem olduğu düşünülmektedir.

    İlgili Kurumlar

    T.C. Ulaştırma Bakanlığı,

    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu

    Sorun: 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve ilgili Yönetmeliklerin uygulanması konusunda Maliye Bakanlığı ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı arasında yorum farklılıkları bulunmaktadır.

    Bahse konu Kanun kapsamında Maliye Bakanlığı tarafından yapılacak denetlemeler sırasında değerlendirilmeye esas teşkil edecek hususların netleştirilmesi önem arz etmektedir. Somut bir örnek vermek gerekirse, Ar-Ge çalışanının yürüttüğü Ar-Ge projesi nedeniyle Ar-Ge Merkezi dışına çıkması durumunda Ar-Ge faaliyeti gerçekleştirip gerçekleştirmediği konusu mevzuatta net bir şekilde ifade edilmemiştir. Bununla birlikte, özellikle yazılım ve iletişim sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin Ar-Ge çalışmalarını işletmenin diğer bölümlerinde yer alan iç müşterilerden ve Ar-Ge iş ortaklarından bağımsız olarak gerçekleştirmeleri mümkün olmamaktadır. Bu nedenle, Ar-Ge merkezlerinde yürütülen projeler için Ar-Ge merkezi dışında bulunulması konusunun değerlendirilerek mevzuattaki muğlak konuların açığa kavuşturulması, bu konuda ilgili Bakanlıklar arasında yorum farklarının giderilmesi gerekmektedir.

    Çözüm Önerileri

    Söz konusu farkların giderilmesi için Maliye ve Sanayi Bakanlıkları ile 5746 Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanuna tabi firmaların bir araya gelerek kanun ve yönetmeliklerin uygulanması sürecini değerlendirmeleri ve mevzuatın bu doğrultuda gözden geçirilmesi önerilmektedir.

    İlgili Kurumlar

    T.C. Sanayi Bakanlığı

    T.C. Maliye Bakanlığı

    Sorun: 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile sağlanan teşvikler uyumlu değildir.

    4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile doğrudan Ar-Ge yapmayan Teknoloji Geliştirme Bölgesi Yönetici Şirketlerine kuluçka merkezi kurup girişimcileri teşvik etme imkanı tanınmasına rağmen, teknoloji geliştirme bölgeleri kadar istihdam sağlayan ve yazılım da dâhil olmak üzere ürün ve hizmet geliştiren firmaların bünyesinde oluşturdukları kuluçka merkezlerinin desteklenmesi mümkün olmamaktadır. Oysaki, büyük ölçekli firmaların Ar-Ge merkezleri bünyesinde yürüttüğü Ar-Ge çalışmalarını iştigal alanındaki KOBİ’ler, girişimciler ve üniversiteler ile birlikte gerçekleştirilmesinin özendirilmesi büyük önem taşımaktadır.

    Çözüm Önerileri

    Bu doğrultuda, 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanundan yararlanan Ar-Ge merkezine sahip işletmelerin bünyelerinde girişimciler ve mikro ölçekli KOBİ’lerle Ar–Ge çalışmalarını yürütmek üzere kuracakları kuluçka merkezlerinin kurulum giderlerinin teşvik kapsamında yer alması ve bu kuluçka merkezlerinde Ar-Ge merkezi çalışanlarıyla birlikte yazılıma yönelik Ar-Ge projeleri yapan girişimcilerin ve KOBİ personelinin de 5746 sayılı kanun kapsamında sağlanan vergi teşviklerinden yararlandırılması yerli yazılım geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.

    İlgili Kurumlar

    T.C. Sanayi Bakanlığı

    T.C. Maliye Bakanlığı

    Sorun: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun 05.02.2009 tarih ve 2008/DK-08/621 sayılı kararı ile yazılım dışındaki ürünlere tanınan mali mükellefiyet istisnası elektronik haberleşme şebekeleri vasıtasıyla teslim edilecek yazılım/uygulamalara tanınmamakta, bu durum sektörün büyümesi önünde önemli bir engel teşkil etmektedir.

    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun 05.02.2009 tarih ve 2008/DK-08/621 sayılı kararı ile

    “Hazine Müsteşarlığı’nın 22.12.2008 tarih ve B.02.1.HZN.0.07.03.02/54811 sayılı yazısı ekinde yer alan GSM işletmecilerine muhatap 18.12.2008 tarih ve B.02.1.HZN.0.07.03.02/54274 sayılı yazısı ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının 14.12.2007 tarih ve B.07.1.GİB.0.01.56/5615-40/111573 sayılı yazısı da dikkate alınarak; . . . mobil ödeme konusunda, abonenin mobil ödeme sistemini kullanarak satın aldığı ve elektronik haberleşme sistemi vasıtası ile teslim edilmeyen mal veya hizmet bedeli için, tahakkuk eden ve abonenin telefon faturası/kontörleri üzerinden GSM işletmecileri tarafından tahsil edilerek doğrudan malı satan veya hizmeti verene aktarılan tutarlar üzerinden Hazine Payı ve KMKP (Kurum Masraflarına Katkı Payı) alınmayacağı”  

    hüküm altına alınmıştır.

    Bu düzenleme uyarınca GSM işletmecileri, kendileri tarafından ya da üçüncü kişilerce geliştirilen bir yazılımı abonelerine eğer elektronik haberleşme vasıtası ile teslim ediyorlarsa, bir diğer ifadeyle kullanıcılar, GSM işletmecileri nezdindeki bir uygulamayı telefon ya da bilgisayarlarına GSM/3G şebekelerini kullanarak indiriyorlarsa, ilgili yazılımın bedeli üzerinden yüzde 15 tutarında “hazine payı”, on binde 35 tutarında da “kurum masraflarına katkı payı” tahakkuk etmektedir.

    Aynı karara göre, abonenin satın aldığı ürün bir yazılım değil de, örneğin bir sinema bileti olduğunda, aynı tahakkuk söz konusu olmamaktadır.

    Bu nedenle mezkur karar, yazılım sektörünün tabiatı icabı en hızlı ve etkili şekilde büyüyebileceği alanı son derece ciddi bir ilave vergi yükü altında tutmaktadır. Buna göre bir uygulama geliştirici, ürününü son kullanıcıya GSM/3G şebekesi üzerinden ulaştırırsa, doğrudan ve yansıma yoluyla olmak üzere toplamda %61,5 oranında (%18 KDV, %25 ÖİV, %15 Hazine Payı ve ‰35 Kurum Masraflarına Katkı Payı) bir mali mükellefiyete tabi olmaktadır.

    Belirtilen vergi yükü, GSM işletmecilerinin ve özelikle de yazılım/uygulama geliştiricilerinin, ürünlerini kullanıcılara en kolay, en hızlı ve en etkin şekilde ulaşabilecekleri mecra olan elektronik haberleşme şebekelerini kullanma eğilimlerini ciddi ölçüde sınırlandırmaktadır.

    Diğer taraftan, Google ve Apple gibi yabancı menşeli firmaların, kendi ürettikleri işletim sistemleriyle uyumlu üçüncü parti yazılım/uygulamalarının herhangi bir ilave vergi yüküne takılmadan mobil telefon kullanıcılarına ulaştırılabildiği de dikkate alındığında, yerli yazılım firmalarının yabancı menşeli ürünlere bağımlı yazılım geliştirmeye yönelmesi gibi, son derece istenmeyen bir tablo ortaya çıkmaktadır.

    Çözüm Önerileri

    Açıklanan nedenlerle, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun 05.02.2009 tarih ve 2008/DK-08/621 sayılı kararı ile yazılım dışındaki ürünlere tanınan mali mükellefiyet istisnasının, öncelikle ve ivedilikle elektronik haberleşme şebekeleri vasıtasıyla teslim edilecek yazılım/uygulamalara da tanınması gerektiği, bu değişikliğin yazılım sektörünün büyümesine ve dışa bağımlılığının azalmasına katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.

    İlgili Kurumlar

    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu

    Sorun: TÜBİTAK AR-GE teşvikleri uygulamalarında sıkıntılar yaşanmaktadır.

    Personel harcamaları kuruluşun büyük, KOBİ ve teknopark firması olması durumlarına göre farklı oranlarda desteklenmektedir. Bu destekler KOBİ ölçeğinde %75, diğer şirketlerde %60’tır. Ayrıca SGK işveren payının da %50’si teşvik kapsamındadır. Bunların haricinde kalan dolaylı masraflar, kur farkları, pazarlama ve reklam giderleri, seyahat giderlerindeki bazı kalemler, idari giderler, ekstra personel ödemeleri, kira, inşaat giderleri vb. kalemler teşvik kapsamı dışında kalmaktadır.

    Projenin tasarlanmamış olması ana değerlendirme kriteri iken her adımın sanki tamamlanmış gibi tanımlanması istenmekte, bu da başvuru sürecini karmaşıklaştırmakta ve süresinin uzamasına neden olmaktadır.

    TÜBİTAK Ar-Ge proje dosyası, TÜBİTAK’ın misyonuna uygun olarak bir proje yönetiminden ziyade, bütçe ağırlıklı bir proje yönetimi anlayışına göre dizayn edilmiş görünmektedir.

    Firmaların TÜBİTAK desteklerine başvurmaları sırasında belli finansal oranları pozitif yönde sağlayabilmeleri gerekmektedir.

    Başvuru değerlendirme süreci eldeki verilere göre 4-6 ay arasında değişmekte, buna projenin gerçekleşme süreci olan ortalama 1 yıllık sürede eklendiğinde süreç 1,5-2 yılı bulmaktadır. Bu durumda finansal sıkıntısı olan şirketlerin TÜBİTAK desteklerine başvurmaları mümkün olmamakta ya da sıkıntılı olmaktadır.

    Proje değerlendirilmelerinde ticari kazanca dönüşme süresi önem arz etmekte, bu sürenin uzun olması projenin olumlu değerlendirilmesini mümkün kılmamakta, ileriye dönük teknolojileri içeren projelerin değerlendirme dışında kalmasına neden olmaktadır.

    Yapılan harcamaların mutlaka proje dönemi içinde yapılmış olması harcamaların ileri vadelere yayılmasını engellemekte, proje için yapılmış olsa dahi kapsam dışında tutulmaktadır. Bu durum teşviklerin gerçek proje maliyetleri üzerinden alınamaması sonucunu oluşturmaktadır.

    Personel maliyetleri hesaplanırken proje başvuru tarihinden geriye dönük 6 aylık ortalama maliyet baz alınmaktadır. Elemanların eğitim durumlarına göre asgari ücretlerin katları oranında da her eleman için bir üst sınır belirlenmiş ve bu değer üzerinden her eleman için ayrı ayrı ödeme yapılamamaktadır. Ancak çoğu kuruluş projenin büyüklüğüne göre elemanlarına belirlenen üst sınırlar üzerinde ödeme yapmaktadır.

    Çözüm Önerileri

    1. Teşvik kapsamının dışında tutulan kalemler AB 7. çerçeve programına ilişkilendirilip dolaylı masraflar proje maliyetlerine dâhil edilerek destek kapsamında tutulması sağlanmalıdır.
    2. Başvuru kriterlerinde her adımın tamamlanmış gibi tanımlanması süreci yeniden gözden geçirilmelidir.
    3. TÜBİTAK Ar-Ge proje dosyası, TÜBİTAK’ın misyonuna uygun olarak bir proje yönetimi olarak değerlendirilmelidir.
    4. Finansal kriterler özellikle yeni başlangıç yapan firmalar için daha esnek olmalıdır.
    5. Proje değerlendirme süreci kısaltılmalı, toplam proje sürecinin negatif ekonomik etkisi ortadan kaldırılmalıdır.
    6. Proje için yapıldığı belli olan ödemelerin, proje öncesi veya sonrasında gerçekleşmesi, proje teşvik kapsamını etkilememelidir.
    7. Personel maliyetleri yapılandırması yeniden düzenlenmelidir.

    İlgili Kurumlar

    TÜBİTAK

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir