Bizim kuşağın sevdiğim yanlarından biri, gençlik yıllarında şiir ile tanışmasıydı. Tabii ki muhteşem ustalardan etkilenmemek mümkün değildi.
Belki, daha güzel olan tarafı ise denemelerde bulunmasıydı.
Aşağıda paylaştığım bazı denemeler, 1997 yılında tarafımdan Excel’de yazılıp, kitapçık olarak basılmıştı. Çünkü henüz Word uygulaması ile tanışmamıştım. 🙂
Elbette, hiçbir ticari kaygısı olmadan.
Aşağıda bu kitapçıktan bazı örnekleri bulabilirsiniz.
********************
Balıkların Cazibesi
hayat bir akarsu,
sen minik bir balık,
yosunlar kayalıklar,
senin için yaratılmış,
büyük balıklar,
kocaman oltalar senin için.
********************
Ayin
bir tane de bin emek,
bir gönülde bin sevda,
güneş tek,
yıldızlar binlerce.
alacakaranlıkta çıt yok
canhıraş bir çığlık,
silahlar üstünde göbek havası,
Dünya’nın ayini var,
dönüyor işte.
*****************
Gül
gecelerimi karaladım,
kırık kanadında sevda taşıyan,
minik serçenin suskunluğuna…
kırık kanatları,
usulcacık süzülüp kayboldu,
gecenin kucağında…
bir damla gözyaşımda,
ne coşkular boğuldu,
bilemezsin…
…
bunca tutkuya gülüm..,
ne söylenecek bir söz,
ne minik serçeden bir şarkı yetti…
seni senden beklemekten başka.
……….
gecelerimi karaladım,
kırık kanadında sevda taşıyan,
minik serçenin suskunluğuna…
*****************
Biraz çay, biraz duman
çayımın son yudumu , bardakta ki…
renkleri anlatsam ,
dizelere sığmaz .
bir öpük kadar masum ,
batan güneş kadar sessiz.
o sigara dumanı yok mu ?
sırtından yedi kurşunu ,
yeşile ortak oldu kırmızı ,
alev alev , kaynaşma, çıngışma,
göğsünde şarapnel parçası bir diğerinin.
bir bebek pörsük memelerden süt çekiyor,
eli kırbaçlı bir kopuk,
yükleniyor kapıya,
kapı , bana ne deyip çekilince geriye,
paldır küldür ortasında odanın.
bebek sarılıyor bedene,
gözler cıbıl cıbıl kocaman ,
kafesteki kuşun feryadına ,
duruluyor çayımın son yudumcuğu ,
sigaramın oynak dumanı…
****************
Abidin’e nispet
yanaklarından
bir makas aldım güneşin,
mutluluğu
avuçlarımda saklı buldum.
mutluluğun resmini,
gülüşündeki
tatlı masum içtenliğe çizdim.
…
ne van gogh’un sarısı vardı içinde,
ne nazım’ın ceviz ağacı.
tutkularım, umutlarım
dolanmıştı boynuma,
çocuksu coşkularımla
kucak kucağa.
…
mutluluğun resmini,
gülüşündeki
tatlı masum içtenliğe çizdim.
yanaklarından
bir makas aldım güneşin,
….
sevgiyi
paletimin renklerinde buldum.
ne
vivaldi’nin 4 mevsimi vardı içinde,
ne
livaneli’nin karlı kayın ormanı.
belki hepsi oradaydı.
oysa,
yalnız sen vardın içimde.
…
balıklarla oynaştığı
boğaziçi’nde bir akşamüstü,
yanaklarından
bir makas aldım güneşin…
M.Rüştü ARSEVEN
Merhaba
Balıkların Cazibesi ve Ayin bölümlerini beğendim.Öyle kuru kuruya beğenme değil 🙂 beğenmemin sebebi bende bir şeyler uyandırması.
İyi çalışmalar